Yapım: ABD
Gösterime girdiği sene: 2012
Türkiye’de gösterime girdiği sene: 2013
Tür: Dram, Fantastik
Yönetmen: Benh Zeitlin
Senaryo: Lucy Alibar, Benh Zeitlin (senaryo) , Lucy Alibar (tiyatro oyunu)
Oyuncular: Quvenzhané Wallis, Dwight Henry, Levy Easterly
Süre: 93 dk.
IMDB puanı: 7.4/10
IMDB Top 250 sırası: Yok
Metacritic puanı: 86/100
Rotten Tomatoes puanı: 86/100
Beyaz Perde puanı: 5/5
Divx Planet puanı: 7.6/10
Benim puanım: 7.2/10
New Orleans açıklarında, Küvet (Bathtub) adı verilmiş bir bölgede yaşayan ilkel bir topluluk ana karadaki modern insanlardan su üzerinde bulunan kalın bir duvarla ayrılmıştır.Bu seti aşıp karşı tarafa geçmezler.Normal yaşamın tüm keşmekeşliğinden tamamen izole halde kendilerine has bir düzen kurmuşlardır.Hikayenin merkezinde yer alan 6 yaşındaki Hushpuppy (Quvenzhané Wallis) de bu düzeni paylaşanlar arasındadır.Annesi tarafından doğumda terk edilmiş bu küçük kız çocuğu (annenin terk etme şekli de seyircinin hayalgücüne bırakılmış aslında), babası ile huzurlu bir hayat sürmekteyken okyanustaki buzulların eriyip Küvet’i sular altında bırakması sonucu halkıyla birlikte yaşam savaşı vermek zorunda kalır.
Küvet’in sakinleri tamamen özgür ve huzurlular çünkü
diğer insanlar gibi teknoloji ve gelişmişlik içinde türlü kurallarla kısıtlanmış,
bu hayatın esiri olmuş bir toplum değiller.Basitçe yaşadıkları hayatlarında
çağın getirdiği tüm yeniliklerden uzaklar ve kafaları rahat.”Cehalet
mutluluktur” mottosunun tadını çıkarıyorlar.Asıl izole yaşayanların kendileri
değil, diğer toplumlar olduğunu işaret ediyorlar bize.Tabi her şey böyle güllük
gülistanlık değil.Onların da kendilerine has dertleri var.Etraflarını kaplayan,
onlara yaşam alanı yaratan doğa ile hep bir mücadele içindeler.
Bir takım metaforlar ile desteklenmiş yapım ”en
ufak bir şey bozulursa tüm dengeler bozulur” ana fikrinin etrafında dolaşıyor.Küçük
Hushpuppy bu dengenin bilincinde.Sanki evrende düzeltilmesi gereken her şeyin
yükü onun ufacık omuzlarında.Hikaye boyunca hep bir şeyleri tamir etmek için
uğraşıyor.Annesini bularak uzak kaldığı şefkat duyusunu tatma hevesi
de bunun örneği.
Aslında film sadece bazı mesajlar verip farkındalık
yaratmak derdinde.Daha fazlası için uğraşmıyor, muhteşem bir kurgu veya hikaye
sürükleyiciliği vadetmiyor.Sadece mesaj ileten filmlere doymuş bünyeleri tatmin
etmeme olasılığı var.Duygu aktarımı ve olayları dramatizeleştirme gücü bu tarz izleyicilere yeterli
gelmeyebilir.İçerik olarak dolu ve ağır bir çalışma olmasından dolayı da herkese
hitap etmeyebilir.Çok özgün bir yapım olduğu açık ve net ancak tüm bunlar göz
önünde bulundurularak izlenmeli.
Yapımdaki muazzam oyunculuklar için ayrı bir
parantez açmak gerek.Daha önce de yazdığım gibi hiç profesyonel olmayan
oyunculardan kurulu filmin bu alandaki başarısının yanında, bir de oyunculuk
dalında Oscar adaylığı çıkartmış olması takdire şayan gerçekten.Hushpuppy
karakterine hayat veren 2003 doğumlu Quvenzhané Wallis o gece ödül için
kırmızı halıda yürüyecek.”En İyi Kadın Oyuncu” dalının tarihteki en genç adayı
olan küçük oyuncu, ilginç bir de tecrübe yaşayacak çünkü aynı dalda yarışacağı
Emmanuelle Riva (Amour) da “Oscar Ödülleri Tarihinin Aday Gösterilen En Yaşlı Oyuncusu” ünvanını
taşımakta.Sırf bu ikiliyi bir arada görmek için bile töreni iple çekmekteyim.
4 dalda Oscar’a aday gösterilen bağımsız filmimiz Beasts of the Southern
Wild çok abartılmamalı.İyi ama harika veya muazzam değil.Hep bir kısa film veya
belgesel tadındaymış gibi ilerleyen ve kafamda tam bir film olarak
konumlandıramadığım bu yapım, beklentiyi yüksek tutmadan, özgün bir şeyler
görmek için izlenmeli.Düşük bütçesi, ilk defa kamera karşısına geçen amatör
oyuncuları ve farklı bir anlatım tarzı kullanarak vermek istediklerini basit
bir dille kafalara kazıması nedeniyle sonuna kadar saygı duyulup takdir edilmeyi
hak ediyor.Tüm özellikleriyle sinema sanatına renk kattığı kesin.
Bir film eleştirisi blogu daha buldum. Çok iyi artık ara ara uğrar günah çıkartırım. :) Film de yorumuna göre izleme listeme dahil oldu.
YanıtlaSilBen de senin bloguna dolaşırken rastladım, takibe devam edeceğim.Buralara da her zaman beklerim.
SilFilme gelince, son zamanların en farklı işlerinden biri.Özgün bir şeyler görmek istiyorsan kaçırma derim:)