31 Ağustos 2013 Cumartesi

EN İYİ 10 RIDLEY SCOTT FİLMİ






Beni çok etkileyen ve sektörde ayrı bir yere koyduğum isimdir Ridley Scott.Farklı türlere hakim olabilme yeteneği ile göz doldurmuş, her işinin hakkını sonuna kadar vermesiyle de en iyi yönetmenler arasına adını yazdırmıştır.Özellikle bilimkurgu ve tarihi filmlerde kalitesini daha çok öne çıkardığını görebiliyoruz.Bu kadar farklı alanda kült işler çıkarabilmesi ne kadar özel bir yetenek olduğunu zaten gösteriyor.Aynı Christoper Nolan isminin Christian Bale (aslında artık Michael Caine) ve David Fincher isminin Brad Pitt'le anıldığı gibi kendi adı da 2000'lerden sonra neredeyse her filmde rol verdiği Russell Crowe ile anılmakta.Akademi kendisine ısrarla Oscar ödülü vermese de o denemeye devam edecek.Scott şimdilerde, adeta yıldızlar geçidini andıran ve ABD'de Ekim sonunda gösterime girecek yeni filmi The Counselor'ın heyecanını yaşıyor.

Birbirinden güzel filmleri olan bu yönetmenin eserlerinden en önemli gördüklerimi listeme aldım.İşte kendi adıma seçtiğim en iyi 10 Ridley Scott filmi.






10 - Hannibal (2001) : Ridley Scott'ın "Kuzuların Sessizliği" için çektiği devam filmi kendileri.Yazar Thomas Harris'in kitabından uyarlanan Hannibal, öncesinde çok ses getirmiş ancak izlendikten sonra alınan geri dönüşler aynı oranda etkili olmamıştı.Bunun en büyük nedeni, seyircinin yapımı 5 Oscarlı Silence of the Lambs ile karşılaştırıp zayıf bulmasıydı.Seri katil Hannibal Lecter'ın Amerika'ya dönmesinin ve özel dedektif Clarice Starling ile yeniden temas kurmasının anlatıldığı filmde başrolleri Anthony Hopkins ve Julianne Moore oynuyordu.Gary Oldman ve Ray Liotta da kendilerine eşlik ediyordu.İlk 10 içindeki filmler arasında beni en az tatmin eden film budur.













9 - Matchstick Men (2003) : Biraz Guy Ritchie'nin tarzına yakın olduğunu düşündüğüm Matchstick Men eğlenceli bir suç filmi.Nicolas Cage, Sam Rockwell ve Alison Lohman'ın başrollerde olduğu yapım, özellikle zekice yazılmış senaryosu ile dikkat çekiyor.Genelde oyunculuğunu zayıf bulduğum Nicolas Cage'in belki de en başarılı performansını ortaya koyduğu iş olmuş.Filmin müziklerinde büyük usta Hans Zimmer'in imzası var.Sonuyla şaşırtan Matchstick Men ile Scott, eğlenceli ve keyifli bir zaman geçirmenizi sağlıyor.
















8 - Thelma and Louise (1991) : Thelma and Louise, "kanunsuz insan" profili çizen Arkansaslı bir garson kız ile bir ev kadınının tecavüzcü bir adamı vurup araba ile yollara düşmelerini konu alıyor.Bir yol filmi olmasının yanında kadın dayanışmasını çok çarpıcı biçimde işlemesi yapmın en dikkat çeken yönü.Film feminizm propagandası yaptığı yönünde eleştirilse de bunu tamamen kabul etmek yanlış olur.Önceleri başrollerde Michelle Pfeiffer ve Jodie Foster'ın (oynasalardı çok daha vurucu olurdu) oynaması düşünülen filmde Thelma'yı Geena Davis, Louise'yi ise Susan Sarandon canlandırıyor.O zamanlar yeni yeni parlamaya başlayan Brad Pitt de filmde yer alıyor ve yakışıklılığıyla ortalığı darmadağın ediyor.












7 - Kingdom of Heaven (2005) : Başarılı bulduğum bir tarihi savaş filmi.12. yüzyıldaki Haçlı seferleri ve Kudüs savunmasını konu alan filmle Scott, hristiyanlık-müslümanlık ve doğu-batı gibi dengelenmesi zor olguları muhteşem bir ustalıkla toparlayıp objektif bir şaheser yaratıyor.Dönemi çok iyi yansıtırken seyirciyi de olayların içine çekmeyi başarıyor.Esas adam şövalye Balian'ı canlandıran Orlando Bloom rolünü gayet şık kotarıyor.İzleyici üzerinde tuhaf bir saygı uyandıran cüzzamlı kral Baldwin rolünde film boyunca yüzünü hiç görmediğimiz Edward Norton yer alıyor.Tapılası güzellik Eva Green ise Sibylla rolüyle onlara eşlik ediyor.Özellikle Selahhadin Eyyübi'nin çok etkileyici bir biçimde yansıtıldığı Kingdom of Heaven, Scott'ın en başarılı işlerinden.











6 - Black Hawk Down (2001) : Black Hawk Down bir savaş filmi olmasının yanısıra aynı zamanda bir hayatta kalma hikayesi.Asi bir general olan Mohamed Farrah Aidid'in altındaki askerleri ele geçirmekle görevli bir grup Amerikan Askeri'nin Somali'ye gelmesi ve burada ateş altında sıkışması filme konu ediliyor.Özellikle çatışma sahneleriyle Gerilla savaşının gerçekliğini hissetmenize olanak sağlaması açısından önemli bir yapım.Josh Hartnett, Ewan McGregor, Tom Sizemore ve Eric Bana gibi önemli oyuncular filmin kalitesine olumlu katkı yapıyorlar.Ridley Scott, Black Hawk Down'da militarist propaganda yaptığı yönünde eleştiriler almıştı.













5 - Body of Lies (2008) : CIA ve iş birlikçisi Ürdün Özel İstihbarat Teşkilatı'nın dinci bir teröristi ele geçirme hikayesini anlatan Body of Lies, Ridley Scott'ın en tempolu işlerinden biri.Aksiyon, heyecan ve gerilim hiç durmuyor.Leonardo DiCaprio ve Russell Crowe'un başrollerde olduğu bu ajan filmi, Orta Doğu'daki çalkantılı dönemin iyi bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.Yönetmenin Kingdom of Heaven'da bahsettiğim doğu-batı dengesindeki kusursuz başarısı burada da net bir şekilde belli oluyor.Body of Lies, özellikle Leonardo DiCaprio'nun etkili performansı ile sınıf atlarken sinemaseverlerin dvd raflarındaki baş köşelerden birine kuruluyor.













4 - American Gangster (2007) : Bir uyuşturucu baronu, idealist bir dedektif ve yozlaşmış devlet organları.Bu saydıklarıma bir de Ridley Scott eklenince uzun süre unutulmayacak bir iş çıkıyor ortaya.Gerçek bir hikayeden uyarlanan film, 1970'lerin New York'undaki uyuşturucu furyasını konu edinirken polisin hatta ordunun nasıl da bu pisliği destekleyip kartellere ortak olduğunu gözler önüne seriyor.Dedektif Richie Roberts'ı Russell Crowe canlandırarak yeniden karşımıza çıkıyor.Baron Frank Lucas rolündeyse muhteşem bir performans sergileyen Denzel Washington var.Filmin bu denli çarpıcı olmasında Oscarlı iki oyuncunun etkisini söylemeye gerek yok. American Gangster tüm yönleriyle son 10 yılın en sağlam yapımlarından biri.











3 - Alien (1979) : Alien, korku/gerilim türünün kült yapımlarından biridir benim gözümde.Sadece zamanın yetersiz teknolojisinde çekilmiş başarılı bir bilimkurgu olmasından kaynaklanmıyor bu.Tamamen hissettirdikleriyle, yarattığı klostrofobik atmosferle alakalı.Simsiyah uzayın ve içinde barındırdıklarının bilinmezliği, bundan doğan çaresizlik ve yalnızlık hissi insanın zihnine öyle bir hücum ediyor ki izleyen herkesin tüm sinirsel algıları açılıyor.Gerilmemek, korkmamak, çaresiz kalmamak mümkün olmuyor.Scott'ın elindeki argümanları ustaca kullanarak günümüzde hala konuşulan, devam filmleri ve bilgisayar oyunları yapılan bir korku fenomeni yaratmış olması gerçekten takdir edilesi.










2 - Gladiator (2000) : Ridley Scott'ın bir çok sinemaseverin gönlünde taht kurmasını sağlayan eşsiz filme geldi sıra.Ailesi Roma İmparatoru'nun oğlu Commodus tarafından katledilen ve yapılanların intikamını almak için gladyatör olarak yeniden doğan eski savaş generali Maximus'un epik hikayesiydi Gladiator.Kurgu, sinematografi, kostüm ve görsel efekt açısından kusursuzdu.Ancak oyunculuklar ve repklikler yapımın asıl vurucu yanlarıydı.Maximus rolündeki Russell Crowe'a yaşamındaki tek Oscar ödülünü kazandıran filmin kendisi de "En İyi Film" dahil 5 dalda altın heykelin sahibi oldu.Scott o sene yönetmenlik dalındaki ödülü Steven Soderbergh'e (Traffic) kaptırmış olsa da yaptığı destansı işle çok daha fazla akıllarda kaldı.










1 - Blade Runner (1982) : Bana göre Ridley Scott'ın en iyi filmi.Sadece bilimkurgu türünde değil, tüm yapımlar arasında kült olmayı başarmış bir eserdir kendisi.Kelimenin tam anlamıyla çığır açmıştır.Hikayesi 2019 yılında Los Angeles’ta geçen yapımda, insanlar tarafından üretilmiş ve bir nevi köleye dönüştürülmüş Replicant adı verilen android-kopyaların isyan başlatmasına, özel bir polis grubu olan "Blade Runner"ın üyesi Rick Deckard'ın da buna son vermeye çalışmasına dayalı bir olay örgüsü anlatılıyordu.Filmin benimsediği felsefe birçok farklı platformda tartışılacak kadar derin ve etkileyicidir.Bu özellik yapımın diğer bilimkurgu filmlerinden ayrılmasını ve farklı bir yere konumlanmasını sağlar.Yapıma baştan sona hakim olan duygusal atmosferi de kurguyla kusursuz uyum sergiler.Filmin izleyicisine hissettirdiklerini buraya yazmak çok kolay değil.Blade Runner Ridley Scott'ın tavan noktasıdır, yaptığı ve yapacağı filmler bu noktaya ulaşamaz.Yapımın apıştıran sonu üzerindeki teoriler günümüzde halen sürmektedir.






 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder