24 Eylül 2013 Salı

RUSH

Türkçe adı: Zafere Hücum
Yapım: ABD, Almanya, İngiltere
Gösterime girdiği sene: 2013
Türkiye’de gösterime girdiği sene: 2013
Tür: Aksiyon, Biyografi, Dram
Yönetmen: Ron Howard
Senaryo: Peter Morgan
Oyuncular: Daniel Brühl, Chris Hemsworth, Olivia Wilde, Alexandra Maria Lara
Süre: 123 dk.
IMDB puanı: 8.4/10
IMDB Top 250 sırası: Yok
Metacritic puanı: 72/100
Rotten Tomatoes puanı: 88/100
Beyaz Perde puanı: 3.5/5
Divx Planet puanı: 6.5/10
Benim puanım: 7.9/10




Formula 1 çoğu insan için farklı bir anlam taşır.Bir yarıştan ötedir, tutkudur.Kimilerinin hayatı olur çıkar.Bir sinemasever olarak yıllardır böyle ruhu olan bir sporun sağlam örneklerini görmek istedim sinemada.Çünkü mazisinde pek çok efsanevi pilotu barındırmış Formula 1'in tarihinden inanılmaz hikayeler çıkacağına inanıyordum.Sanırım bu düşüncelerim bir şekilde duyuldu.Eleştirmenlerden büyük övgüler alan Rush, işte bu destansı hikayelerden birini beyaz perdeye başarıyla taşıyor.Birbirlerine ölümüne rakip iki Formula 1 pilotunun yaşamını adrenalin, hız ve tutkuyla harmanlayarak adeta nefesleri kesiyor.

Dünyaca ünlü pilotlar Niki Lauda (Daniel Brühl) ve James Hunt'ın (Chris Hemsworth) hikayesi Rush'a bir tutku filmi demek çok doğru olacak.Filmin temeline hep bu duygu hakim.Birbirine tamamen zıt karakterdeki iki rakip pilotun tek ortak noktaları işte bu yarış tutkusu.Avusturyalı Lauda yeme-içme-yatma-kalkma saatlerine dikkat eden, düzenli ve disiplinli bir insan.Çok zengin olan ailesi karşı çıkmasına rağmen pilot olmayı seçerek onların vadettiklerini elinin tersiyle itmiş.İngiliz Hunt ise bugünü son günüymüş gibi yaşayan, plan yapmayan, nerede akşam orada sabah takılarak hayatın tadını çıkaran bir profilde.Kendisinde düzen ve gelecek kaygısından eser yok.Bu önemli iki pilot çok farklı karakterlere sahip olmalarına rağmen birbirlerine bağlandıkları yarış tutkuları nedeniyle çok genç yaşta büyük bir rekabetin içine dalmışlar.Sadece pist içinde kalmayan bu rekabetin her boyutu, trajik ve dramatik hayat hikayeleri ile birlikte filmin içerisinde gözler önüne seriliyor.Anlatılan her hikaye Rush'ın dram yönüne katkı sağlıyor.


Filmi pilotların hayatını derinden etkileyen 1976 Nürburgring yarışı öncesi ve sonrası olarak iki ayrı parçaya bölebiliriz çünkü o yarış tüm hikayenin kırılma noktası.Yapım, Nürburgring öncesinde sıradan ilerliyor.İzleyiciyi uzaklaştırmıyor ancak içine de yeterince çekemiyor.Bazı olayların aceleyle geçiştirildiği hissine kapılıyorsunuz.Bahsettiğim bu "acele iş" nedeniyle, gerçek rekabet hissinin temeli çok sonra oluşturulabiliyor.Ancak Rush, Nürburgring yarışıyla birlikte çoşuyor, adeta sınıf atlıyor.Tempo inanılmaz yükseliyor, damarlarınız kanınızı hızla pompalıyor.Heyecandan son bölümü tırnaklarınızı yiyerek izliyorsunuz.Adrenalin, acı, hüzün ve hayata dair çok önemli mesajlarla bezenen yapım, epik bir hikayeye dönüşürken seyirciyi de ısıtıyor.İşte Rush'ın neden bu kadar ses getirdiğini bu son bölümde bize hissettirdikleri sayesinde anlıyoruz.

A Beautiful Mind ile hem "En İyi Yönetmen" hem de "En İyi Film" dalında Oscar alan yönetmen Ron Howard ve ekibinin Rush'da çıkardığı işi beğenmemek mümkün değil.Gerçekte yaşanan tüm olayları tıpatıp yansıtmayı başarmışlar.Filmin kurgusundan görüntü yönetimine her şeyi şahane.Özellikle görüntü yönetimi bir başka.Kullanılan renkler, hem dinamik hem de sanatsal slow motionlar, yarış sahnelerindeki gerçekçilik...Hepsi muazzamdı.Teknik ve estetik açıdan harikalar yaratan görüntü yönetmeni Anthony Dod Mantle'ı kutlamak lazım.Atmosferi pekiştiren müzikleri de unutmayalım.Yine Hans Zimmer, yine epik bir iş.


Lauda ve Hunt'ın orijinallerine neredeyse birebir benzemeyi başarmış Daniel Brühl ve Chris Hemsworth.Hemsworth üst düzey bir oyunculuk çıkarmamış fakat Brühl filmin yıldızı olmuş.Lauda'nın karakterini çok başarılı yansıtmış.Gerçek Niki Lauda'nın "onu ilk izleyişimde kendimi izliyorum sandım" lafı bile rolünü nasıl benimsediğini ortaya koyuyor.Lauda'nın eşi rolündeki Alexandra Maria Lara filmin diğer başarılı ismi.Onun da karakterini iyi analiz ettiği belli.Olivia Wilde ise oyunculuk anlamında çok varlık gösteremiyor.

Övgülere boğduğumuz Rush çok klas bir sonla final yapmayı da ihmal etmiyor.Eğer gerçekte yaşanan olayları bilmiyorsanız filme gitmeden önce hikaye hakkında bilgi sahibi olmayın.Yapımın tüm tadı kaçabilir.Zaten film bittikten sonra internette dakikalarca araştırma yaparken bulacaksınız kendinizi.İyi seyirler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder