31 Ekim 2013 Perşembe

PRISONERS

Türkçe adı: Mahkumlar
Yapım: ABD
Gösterime girdiği sene: 2013
Türkiye’de gösterime girdiği sene: 2013
Tür: Suç, Dram, Gerilim
Yönetmen: Denis Villeneuve
Senaryo: Aaron Guzikowski
Oyuncular: Hugh Jackman, Jake Gyllenhaal, Viola Davis, Paul Dano, Melissa Leo, Terrence Howard
Süre: 153 dk.
IMDB puanı: 8.1/10
IMDB Top 250 sırası: Yok
Metacritic puanı: 74/100
Rotten Tomatoes puanı: 81/100
Beyaz Perde puanı: Yok
Divx Planet puanı: Yok
Benim puanım: 7.9/10



Issız bir gece, yağan yağmur, ıslanmış sokaklar.Yol kenarına park ettiği aracında kahvesini yudumlayan bir dedektif ve gizemini son ana kadar saklamayı başarabilmiş bir şüpheli.Karanlık atmosferlerin, çözülmeyi bekleyen bilmecelerin, ters köşe kurguların şekillendirdiği yapımlar hangimizi cezbetmiyor? Peki günümüzde rastlamanın artık iyice zorlaştığı, kaliteli bir polisiye-gerilim izlemeyeli ne kadar oldu? Seven, Silence of the Lambs, Zodiac ve Usual Suspects'e olan özlemimizi biraz olsun The Girl with the Dragon Tatoo (Fincher'ınki değil, Oplev'inki) dindirmişti.Ancak aradan geçen zaman biz sinemaseverleri yeni arayışlara itti.Gözlerinden öpmemiz gereken Kanadalı yönetmen Denis Villeneuve, bu önemli eksiği fark edip duruma el atmış sağolsun.Amerikan gişesinden başarıyla çıkan Prisoners, bu alandaki açığı kapatmak için tam zamanında imdadımıza yetişiyor.Çevik zekasını olay kurgusuna çok ufak kusurlarla işleyen film sayesinde kasvete, heyecana ve akıl oyunlarına olan açlığınızı kesinlikle doyuruyorsunuz.

Filmimiz haldur huldur bir giriş yapmıyor olaylara.Tanrıya iletilen bir duayla yaptığı açılışın ardından kamerasını olayların merkezindeki Dover ve Birch ailelerine odaklıyor.Kısa bir tanıtımın ardından ailelerin kızları Anna ve Joy'un ortadan kaybolmalarına tanık oluyoruz.Vakanın polise intikal etmesiyle olaya dahil olan Dedektif Loki'nin (Jake Gyllenhaal) yolu, bir çocuğun IQ'suna sahip şüpheli Alex'le (Paul Dano) kesişiyor.Dava sahibi Loki ve departmanını yeterli görmeyen Anna'nın babası Keller Dover (Hugh Jackman), ikinci bir dedektif gibi ipleri eline alarak kendince araştırmaya dahil oluyor.Bu noktadan sonra Keller'ın zamanla bir hayvana dönüşmesini izliyoruz.Sevdikleri için neler yapabileceğine, şiddet sınırlarını nerelere çekebileceğine şahit oluyoruz.Tüm bunlar filmin içinde geçen "insan günahkar doğmuştur" cümlesini ve "insanlıktan çıkmadan insan olamazsın" felsefesini doğruluyor.Tanrı, suç ve günah üçgeninin çizdiği çizgiler içerisinde şekillenen Prisoners, diğer karakterlerinin geçmişine de uğradıkça iyice derinleştiriyor içeriğini.


Yapım, izleyicisini her an elinde tutmayı başarıyor.153 dakikalık bir film olmasına rağmen yüksek temposu sayesinde hiçbir dakikasında kopmuyorsunuz.Hatta filmi rahatlıkla 3 saate tamamlayabilirdim.Villeneuve'un yarattığı karanlık ve kasvetli atmosfer, 90'lı yılların kült polisiye-gerilim filmlerini aratmıyor.Böyle işlerde yağmurun oynadığı rolü ayrıca severim.Yapım bu beklentimi sonuna kadar karşılayan bol yağışlı sahnelere sahip.Hepsi atmosferi olumlu yönde etkilemiş.Gerilimin dengesi de şahane, her dakika artan heyecan bir sonraki sahneyi bekletiyor.Prisoners tüm yönleriyle seyircisinin odağı olmayı başarmış kısaca.

Filmin dolambaçlı senaryosu da yüksek oranda başarı sağlamış.Yine klasik olayları çözme hevesine giriyoruz ancak metin size düğümünü kolay kolay açtırmıyor, son anlara kadar sırrını açık etmiyor.Bu sayede yaratılan meraklı izleyici profili hikayenin sürükleyiciliğine kapılarak yapımın içine çekiliyor.Ancak filmi tamamladığınızda senaryoda birkaç açık yakalıyorsunuz.Olayları karıştırması için konulan twist öğeleri fazla olunca hikayeye tam oturamayıp havada kalıyorlar veya çok önemli olmadıkları anlaşılıyor.Bu durum yapımın kurgu mantığını birazcık zedelese de genel çerçeveye bakıldığında arada kaynayabiliyor.Filmin yaptığı şık final, izleyicinin son kez beynini yormasını sağlayarak hikayeye noktayı koyuyor.



Hugh Jackman ve Paul Dano, Keller Dover ve Alex Jones performanslarıyla eleştirmenlerden övgü aldılar.Ancak özellikle Jackman'da bilmediğimiz bir şey yok.Kendini kasmadan ortalamanın üstüne çıkardığı her zamanki oyunculuklarından birini görüyoruz.Övgü topladığı sinir patlaması sahneleri kendisinden görmeye alıştığımız performanslarından oluşuyor.Onun dışında olağan takılmış zaten.Bana göre Les Miserables performansının altında kalmış.Bu halini göz önüne alırsak Tom Hanks'in Captain Phillips'teki finalini tercih ederim.Aday olup Oscar almak istiyorsa daha özgün rollere ihtiyacı var.Kendisinden farklı şeyler görmemiz şart.Paul Dano da abartılacak bir durumda değil bana kalırsa.Komplike olmayan Alex karakterinin filmde aldığı süreyi göz önünde bulundurduğunuzda çok etkilenmediğinizi fark ediyorsunuz.Jake Gyllenhaal'ı ise bu filme bir türlü oturtup benimseyemedim.Hep eğreti durdu gözümde.Yardımcı oyuncu dalında şansı olacağını sanmıyorum.

ABD'yi sallayan Prisoners'ı izlemeden önce yapımın sadece gişeyi hedeflediğini düşünüyordum ancak şimdi Oscar yarışının içerisinde daha çok görmek istiyorum.Hatta film dalında Captain Phillips'in yerine onu izlesek hiç de fena olmaz.Bundan sonra seyircisinin gücüyle öne çıkacak yapımın kalitesini net bir şekilde ortaya koyduğunu düşünüyorum.Ülkemizde 15 Kasım'da gösterime girecek Prisoners, bu yıl izlediğim en çarpıcı eserlerden biri oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder