31 Ekim 2012 Çarşamba

CLOUD ATLAS



Çok ayrıntıya girmeyeceğim.6 günlük bayram tatilinin bir gününü bu aralar pek uğrayamadığım sinemaya ayırdım.Uzun süredir beklediğim Cloud Atlas’ın da bu tatile denk gelmesi güzel oldu.Gittim, izledim ancak yeterli derecede tatmin olmadım.Yüksek beklentiden mi bilinmez bir şeyler eksik gibiydi.

Bilim kurgu türündeki film ilginç bir harmanı şekillendirecekmiş gibi duruyor ve heyecanlandırıyor başta.1800’lerin sonundan 2300’lü yıllara kadar uzanan bir zaman dilimi içinde, farklı dönemlerde yaşayan insanların başından geçen olaylar yapımın hikaye örgüsünü oluşturuyor.Geçmiş,günümüz ve gelecek ile bağlantılar kuran bu hikayelerdeki insanların birbirleriyle bir şekilde ilişkileri olduğu anlatılıyor.Farklı zamanlarda, farklı kişilerin başından geçiyormuş gibi gözüken olaylar aslında hep aynı kişilerin yaşadığı şeyler olarak gösteriliyor.Geçmişte gazeteci olan biri, yüz yıllar sonra yüksek bir medeniyetin ferdi olabiliyor.Ya da 1800’lerde yaşamış hain bir doktor, 2300’lerde hayat kurtaran bir kahramana dönüşebiliyor.Bu olaylar silsilesi 3 koca saati dolduruyor.

Wachowski adını duyan herkesi sinema salonlarına koşturan Cloud Atlas’ın amacı sadece şu mesajı vermek: Her yaşanan şey ortak ve bir başka kişiye bağlı.Film sırf bu mesajı iletmek için koskoca 3 saati kullanıyor.Aslında kurgudaki hikayelerin ayrı ayrı bakıldığında bir önemi yok.Nereye vardığı, ne olduğu önemli değil.Bu farklı zamanlardaki olayların anlatılma amacı sadece ana mesajı devasa bir biçimde pekiştirmek.Film bittiğinde geriye sadece bu kalınca ister istemez tatmin olmuyor insan.O kadar görsel şölenin, yaşanan olayın, geçen saatlerin bir önemi kalmıyor.Çok sağlam kurgu potansiyeli olan bir felsefesi varken bu kullanılamamış, çok zayıf kalmış bu yönden.Anlatılan hikayeler sıradan, albenileri yok.Bu da filmin gücünü emip gardını düşürüyor.Olaylar daha sıradışı hikayelerle kurgulanıp birbirine bağlansa, bu bağlantı net olarak ana temanın temelini oluşturup izleyiciyi sarssa çok daha başarılı bir iş olabilirdi.Ama bu haliyle tek bir mesajı vermek için 3 saati harcayan bir yapım olarak akıllarda kalacak.3 ay sonra kimse filmdeki olayları hatırlamayacak bile.