26 Aralık 2011 Pazartesi

SİNEMADA İZLEDİĞİM FİLMLER - ARALIK 2011

Aralık ayının gelmesiyle sinema filmleri bu yıl son kez arz-ı endam ettiler.Geçen aya göre daha hareketli bir vizyon zamanı geçirdiğimizi söyleyebilirim.Özellikle ayın sonlarına doğru aksiyona doyduk.2011 için güzel bir kapanış oldu diyebiliriz.Bu ay da geçen ay olduğu gibi 4 film izleyebildim.Kendini iyice hissettiren soğuk kış günlerinde en mantıklı şeyi yaparak gittiğim sinemalarda neleri izlemişim sizinle hemen paylaşayım.



The Ides of March – Zirveye Giden Yol : George Clooney’nin yazıp,yönetip,oynadığı bir politik gerilim filmi.Türk televizyonlarında en çok reklamı yapılan yabancı film olma olasılığı yüksek.Yapım,Amerikan Başkanı olmak için seçim öncesi yapılan kampanyalardaki çarpıklığı ve kirli işleri konu almakta.Başkan adaylarından Vali Mike Morris’in (George Clooney) kampanyasını yöneten ekipteki genç ve önemli çalışanlarından biri olan Stephen Meyers (Ryan Gosling),işler ilerledikçe sistemin pis ve şantaja dayalı karanlık gerçeğiyle yüzleşiyor ve kendi de bu çamura batıyor.Zirveye giden yolun o acımasızlığını bize aktarmaya çalışan yapım ne çok iyi,ne de çok kötü.Ortalama bir film diyebiliriz.Yapımda en çok dikkat çeken şey Ryan Gosling’in başroldeki sağlam performansı.4 dalda Golden Globe adaylığı bulunan filmin Oscar’a da aday olması bekleniyor.Afişinin çok başarılı olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.










Sherlock Holmes : A Game of Shadows – Sherlock Holmes : Gölge Oyunları : Aksiyona doyduğumuz eğlenceli bir film Sherlock Holmes : A Game of Shadows.İlk filmin 90 milyon dolara mal olup 500 milyon dolar hasılat yapmasının ardından ikinci film için hemen hazırlıklar yapıldı ve film vizyona harika bir şekilde girdi.Bu tarz filmlerin artık ustası olmuş yönetmen Guy Ritchie döktürdükçe döktürmüş yine.Sherlock Holmes ve dostu Dr. Watson bu kez İngiltere’deki bombalama olaylarının arkasındaki Profesör Moriarty’nin peşine düşüyor ve olaylar gelişiyor. İlk filmdeki kadrosunu koruyan yapım,aksiyon ve eğlencenin tavan yaptığı bir şova dönüşmüş.Robert Downey Jr.,Jude Law ve az gözükmesine rağmen bize yeten Rachel McAdams’ın yanına kötü adam Moriarty rolüyle Jared Harris de eklenmiş bu filmde.Sinemada izleme fırsatı bulamasanız da DvD’sini almanızı şiddetle tavsiye ederim.











Mission Impossible : Ghost Protocol –Görevimiz Tehlike 4 : Bu ay izlerken en çok zevk aldığım filmdi.Kasım ayının başında blogumda yazdığım tanıtım yazısını buradan okuyabilceğiniz yapımı beklemeye gerçekten değmiş.Kendini özleten ajan Ethan Hunt ve ekibi bu filmde,Kremlin Sarayı’nın bombalanmasının üstlerine yıkılmasıyla birlikte kendilerini temize çıkarıp dünyaya yapılacak nükleer saldırıları durdurmak için çabalıyorlar.Yönetmen koltuğuna oturan Brad Bird’ün gelmesiyle yepyeni,esprili bir hava yakaladığı belli olan film hakikaten aksiyona ve eğlenceye doyuruyor.133 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.Beklentilerimin çok daha üstünde bulduğum yapım,serinin bence en iyisi olmuş gibi duruyor şu an.Yaşlanmayan efsane Tom Cruise ve güzelliğiyle büyüleyen Paula Patton’a,Jeremy Renner,Simon Pegg ve çok çok az da olsa Josh Holloway eşlik ediyor.Kötü adam rolünde ise İsveç yapımı Millenium serisinin başrol oyuncusu Michael Nyqvist bulunuyor.Kaçırmadan,bir an önce sinemada izlenilmesi gereken ayın filmi.









Dedemin İnsanları : “Babam ve Oğlum” ile “Issız Adam”ın yönetmeni Çağan Irmak’ın son filmi.Yeni nesil Türk sinemasının öncülerinden olan Irmak,bu filmde yine izleyiciyi duygusal bir hikayeyle baş başa bırakmaya çalışmış.Dedesi bir Girit göçmeni olan Ozan,ailesiyle birlikte Ege’de küçük bir sahil kasabasında yaşamaktadır.Türk aileler nedeniyle yaşadıkları çevrede yabancı olarak görülen,zaman zaman dışlanan,bu nedenle zor günler geçiren Ozan ve dedesinin yaşadıkları değişik bir dille anlatılmaya çalışılmış.Yapım,dede-torun ilişkisindeki o gerçekçiliği ve sevgiyi çok iyi vermiş olsa da filmin genelinde o eski Çağan Irmak eserlerindeki havayı alamadım.Yine de hiç sıkmayan,diyaloglarıyla gülümseten sevimli bir yapım olmuş Dedemin İnsanları.Çetin Tekindor,Hümeyra,Yiğit Özşener,Zafer Algöz ve Gökçe Bahadır gibi sağlam oyuncuları kadrosunda bulunduran filmde küçük Ozan’ı Durukan Çelikkaya canlandırıyor.Dede Mehmet Bey rolündeki Çetin Tekindor harika performansıyla filmi adeta alıp yürütüyor.Bir Babam ve Oğlum beklemeden izlerseniz tebessüm içinde ayrılıyorsunuz filmden.


Bu ayı ve seneyi de böyle bitirdik işte.Yeni yılda yeni filmlerde tekrardan görüşmek dileğiyle.

2 yorum: