30 Temmuz 2013 Salı

İLK BAKIŞ : NOLAN'DAN INTERSTELLAR





Benim de içinde bulunduğum bir grup sinemasever klasik eserlerden çabuk sıkılır, farklılık arar.Özellikle teorilere dayalı, kafaları meşgul eden orijinal kurgulu senaryoları izlemeyi tercih eder. Olaylar üzerine kafa yormayı, tahminlerde bulunmayı, filmi izledikten sonra saatlerce tartışmayı sever.Son yıllarda bu tarz işleri izleyicisine en iyi sunan isim ise tartışmasız Christopher Nolan'dır. Memento, The Prestige ve Inception gibi havsalaları alt üst eden kült eserlerin sahibi Nolan'ın sıradaki filminden benzer tarzda bir yapı bekliyorduk, beklenen de oldu.Yönetmenin yine kafalarımızı karıştıracağı, bizleri günler hatta aylarca üzerine konuşturacağı bu yeni bilimkurgu yapımının adı Interstellar.

Nolan, Interstellar'ın hikayesini ünlü fizikçi Kip Thorne'un "Wormhole" (solucan deliği) teorisi üzerine kurarken sahne olarak da uzayı seçiyor doğal olarak. Aslında filmi anlatırken üzerinde saatlerce konuşulabilecek teorisine de değinmek lazım. Kısaca anlatmak gerekirse, Thorne'un teorisine göre uzayda beyaz ve kara delikler var ve bu delikler Wormhole denilen dar yollarla bir şekilde birbirine bağlanmakta. Eğer bir madde kara delikte kaybolup Wormhole aracılığı ile beyaz deliğe ulaşmayı başarırsa kendine bir yol yaratmış oluyor ve iki nokta arasındaki mesafeyi kısaltıyor.Elmanın etrafından dolaşmayıp içinden geçen bir solucan gibi.Ancak madde aslında mesafeyi kısaltmıyor, zamanda yolculuk yapmış oluyor.

Tahminimce Interstellar'ın temeli işte bu zaman yolculuğu üzerine inşa edilecek. Zaman atlama, kara delikler, uzay boşluğu falan derken kafalarımız yine allak bullak olacağa benziyor. Yine enfes olay kurguları hazırlanarak seyircinin ters köşelere yatması sağlanacak gibi geliyor bana.Einstein'ın bile kanıtlayamadığı bu teorileri Nolan nasıl bir karmaşıklıkla sunacak merak içerisindeyim. Zaman yolculuğu konusunu kusursuz bir kurguyla işleyen Donnie Darko'dan sonra yine mest olmayı bekliyorum açıkçası.


Dark Knight üçlemesi filmlerinin arasına hep kendi özgün eserlerini serpiştiren Christopher Nolan'dan aslında bir biyografi beklesem de (Howard Hughes ismi çok telaffuz ediliyordu) Interstellar haberi çok iyi oldu.İlk başta bir Steven Spielberg projesi olan yapımın sonradan nasıl olup da Nolan'ın eline geçtiği bilinmese de ünlü yönetmenin bu projeden çok etkilendiği ve biyografi çekmeyi ileri bir tarihe ertelediği ortada.

Filmin başrollerini Matthew McConaughey, Jessica Chastain, Anne Hathaway ve Michael Caine (hiç şaşırmadık) paylaşacak. Özellikle Nolan'ın başroldeki McConaughey tercihi çok eleştiri alıyor. Ancak şunu unutmamak lazım. The Dark Knight Rises'da oynayacak diye yerden yere vurulan Anne Hathaway'in -ki bu filmde de yine kadroda- filmdeki performansını ve ardından Les Miserables ile kazandığı Oscar'ı hepimiz izledik. O yüzden Nolan'ın oyuncu seçimine olumsuz eleştiri yapılmaması gerektiği aşikar.Kaldı ki McConaughey son zamanlarda kendini çok toparladı.

Dünyada Kasım 2014'te vizyona girmesi planlanan filmin ismi o zamana kadar böyle kalır mı bilemiyorum çünkü bir ara yapımın adının "Flora's Letter" olarak değişeceği konuşuluyordu. Tüm bu bilinmezliklerin dışında kesin olan bir şey var. O da bu eserin Nolan'ın ucu açık ve özgür hayalgücüyle yeni bir efsane olacağı.Merakla bekliyoruz.

2 yorum:

  1. konu sır gibi gizli tutuluyor deniyordu? açıklandı mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumunuzu taşındığım yeni sitemdeki linke yazabilir misiniz? http://pispapaz.com/2013/07/30/ilk-bakis-nolandan-interstellar/

      Sil