GANGSTER SQUAD

Türkçe adı: Suç Çetesi

Yapım: ABD
Gösterime girdiği sene: 2013
Türkiye’de gösterime girdiği sene: 2013
Tür: Aksiyon, Suç, Dram
Yönetmen: Ruben Fleischer
Senaryo: Will Beall, Paul Lieberman (kitap)
Oyuncular: Sean Penn, Josh Brolin, Ryan Gosling, Emma Stone, Nick Nolte
Süre: 113 dk.
IMDB puanı: 7.0/10
IMDB Top 250 sırası: Yok
Metacritic puanı: 40/100
Rotten Tomatoes puanı: 32/100
Beyaz Perde puanı: 2.5/5
Divx Planet puanı: 8.3/10
Benim puanım: 6.8/10

 

 

 

 

Film Noir etkisindeki yapımlara birazcık zaafım var.Bu nedenle gerçek bir hikayeden esinlenen ve bizleri 50’li yılların Los Angeles’ına, gangsterlerin fink attığı bir suç dünyasına götüren Gangster Squad'ın neye benzeyeceğini uzun zamandır merak ediyordum açıkçası.Bu özelliklere çarpıcı oyuncu kadrosu da eklenince kendisini izlemek farz oldu.Haftasonu bu şansı yakaladım.Beklediğime değmiş mi bakacağız.

O yıllarda Los Angeles’in kontrolünü elinde bulunduran gangster Mickey Cohen’i (Sean Penn) şehirden silmeye çalışan özel bir polis ekibinin macerasını anlatan filmin aksiyonla yüklendiğini söylemeliyim öncelikle.Öyle “The Untouchables” ya da “Once Upon A Time In America” gibi cool bir film beklemeyin.Basit ve klişe bir senaryo üzerine kurulu, aksiyon dolu sahneleriyle iyi vakit geçirtmek için yapılmış bir iş Gangster Squad.Dalları ve budakları olmayan bu sonuç odaklı macerada bol bol çatışma ve kavga var.O dönemin favori suç silahı Thompson’lara sonuna kadar doyuyor seyirci.Bunun dışında film biraz zayıf kalmış.Aslında beğeni beklentiyle alakalı.Cool bir senaryo, derin işleniş, kült karakterler ve havalı diyaloglar bekleyenler için yanlış seçim.Aksiyon isteyenler içinse son derece doyurucu.

1930-1950’li yılların havası bir başka gerçekten.O yıllarda geçen filmler sayesinde dönemin atmosferini yakalayabiliyor olmamız harika bir şey.Gangster Squad bize bu şansı vererek o zamanların güzel örneklerini sunuyor.Neon ışıklarıyla dolu L.A. sokakları, renkli gece kulüpleri, insanların şık kıyafetleri herkesi mest ediyor.Kadınların sigara tutuşunu, erkeklerin zippodaki ustalığını ve Thompsonlar’ın karizmasını da eklemek gerek.Saydığım tüm maddeler Film Noir tarzının temeli olan karanlık atmosferle de desteklenince o döneme ait sevilen her şeyi sunmuş oluyor Gangster Squad.Yapım sırf bu tadı almak için bile seyredilir.

 

 

2 Oscarlı büyük oyuncu Sean Penn Gangster Squad’da en zayıf rolünü çıkarmış bence.Harika oynuyormuş gibi görünüyor ancak dikkatli izleyince çok yapmacık durduğunu fark ediyorsunuz.Sanki filmi çok da ciddiye almamış gibi.Son zamanlardaki favori oyuncularımdan biri olan Ryan Gosling de kalitesinin altında kalmış.Ekrana çok yakışmış fakat rolüyle bütünleşememiş gibi duruyor.Belki de hep Drive’daki etkileyici performansı aklıma geldiğinden ve onunla kıyasladığımdan böyle hissettim, bilemiyorum.Daha iyi olabilirdi.Gosling ve Penn ile başrolü paylaşan çakma Pierce Brosnan Josh Brolin ise hiç alışamadığım oyunculardan biri zaten.Onun performansı da çok iç açıcı değildi.O yüzden oyunculukta eksiyi aldı Gangster Squad.

Işıltısı ile izleyenleri paralize eden Emma Stone’dan ayrı olarak bahsetmek gerek.The Amazing Spider-Man’dan sonra kendini geliştirmiş.Kızıl saçları ve kırmızı elbisesiyle tam bir afet olmuş güzel yıldız.İzleyenleri kendinden geçiriyor.Güzelliğini seyretmekten zaman zaman oyunculuğunu fark edemiyorsunuz.1988’li bu genç aktrisin Jennifer Lawrence gibi önü açık olur inşallah.

Dediğim gibi filmin güzelliği beklentiye bağlı.Aksiyon ve suç sevenler için güzel bir dönem filmi tecrübesi olacak ancak "suç filminde sağlam karakterler ve derin bir senaryo ararım" diyenler için aynı şeyi söylemek zor.Ben çok aksiyoncu olmadığımdan tatmin de olmadım, sadece kafamı yormadan iyi vakit geçirdim.Çok sevdiğim o yıllardaki Amerika'yı yeniden görmek güzeldi.En azından bir kere izleyin.Bir şey kaybetmezsiniz.