HBO’nun kısa sezonlu yaz dizisi True Blood,geçtiğimiz pazar
günü yayınlanan bölümüyle 5. sezonuna start verdi.Bon Temps’li vampirler tekrar
işlerinin başında.Yine heyecanlı ve zevkli bölümlerle dolu bir sezon bizi
bekliyor.
Son birkaç yıldır vampir filmleri revaçtaydı.Dizi
yapımcıları da bundan nemalanmak için Buffy serisiyle işin içine
girmişlerdi.Ondan sonrası da kabak çiçeği gibi açıldı.Artık nereye baksanız
gözünüze vampirleri konu alan yapımlar çarpıyor.Sinema ve televizyona iyice
yerleştiler.Vampir mitini kendi yorumlarıyla sunan bu yapımlar, olaya değişik
bakış açıları getirmeye çalışıyorlar.
Yine de bu tarz yapımlara baktığımızda True Blood’ın her
şeyiyle diğerlerinin arasından sıyrıldığını görmek mümkün.Charlaine Harris’in
kitabından uyarlanan dizide yaratılan dünya ve işlenen hikaye insanı daha bir
çekiyor.Vampirlerin insan kanı içmesini önlemek için üretilen sentetik kan True
Blood’ın varlığı,hikayede sadece vampirlerin değil farklı ırkların da
bulunması,bu farklı ırkların ilginç özelliklerle donatılmış olması ve
vampirlerin aralarında hiyerarşik bir sistemle yaşamaları gibi dinamikler
diziyi direk ön plana çıkarıyor.Genelinde kara komedinin hakim olduğu
havası,şiddeti ve cinselliği harmanlamış işlenişi ile benzer vampir
yapımlarından çok farklı bir iş olduğu ortaya çıkıyor.Şiddet demişken bol bol
kan olduğunu söylemek gerek.Dizinin bu şiddet temasını çoğu zaman işin içine
mizah katarak sunması duruma farklı bakmamızı ve çok rahatsız olmamızı
sağlıyor.Ancak bu dizinin en önemli özelliği izleyiciyi eğlendirebilmesi.Öyle
keyifli ve heyecanlı bölümler oluyor ki bir saat nasıl geçmiş anlamıyor ve size
yetmediğini fark ediyorsunuz.Hikayedeki orijinal karakterler ise ayrıca
konuşulması gereken bir mevzu.Sookie,Bill,Eric,Jason,Sam,Tara,Jessica (ölürüm
sana ölürüm şişt zilli) ve daha bir çok isim muhteşem derinlikleriyle
izleyicinin aldığı keyfi katlıyor.Bölüm sonunda kullanılan şarkılar dikkat
çekici.Dizi sayesinde harika parça ve sanatçılarla tanıştım.Özellikle muhteşem
jeneriğinde çalan Jace Everett’in enfes Bad Things’i efsaneler arasında yerini
almış durumda.
5. sezondan çok genel bir tanıtım yazısı oldu,
farkındayım.Ama bu diziye hiç başlamamışları izlemeye teşvik etmek istedim.Yeni
sezonda ne olur diye baktığımızda ise cevaplanması gereken bir çok soru
olduğunu görüyoruz.Tara öldü mü, otorite denen şey ne menem bir topluluktur,
Eric-Bill-Sookie ilişkisi nereye gidecek, bu ilişkinin içine Alcide de girecek
mi, Jason-Jessica ikilisinin geleceği ne olacak, o güzelim Jessica iyice yoldan
çıkacak mı,yeni ırklarla tanışacak mıyız gibi sürüsüne bereket bilinmeyen
denklemi çözmesini beklediğimiz yeni sezon,trailerlardan izlediğim kadarıyla
çok heyecanlı geçecek.True Blood, tüm bölümleri biriktirip öyle izlediğim
dizilerden olduğu için ilk bölümü seyretmedim.O yüzden ben de merak içindeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder