20 Ocak 2012 Cuma

HAFTA SONU GERİLİM FİLMİ KUŞAĞI

Odayı karartıp yorganı ağza kadar çektikten sonra izlenen gerilim filmlerinin tadı bambaşkadır.Bazen o kadar gerilirsiniz ki,en ufak bir hareket veya ses sizi tedirgin etmeye yeter.Bulunduğunuz oda güven vermemeye başlar,paranoyaklaşırsınız.İşte ben de,belki aranızda hafta sonu için bu duyguları yaşayıp gerilmek isteyenleriniz vardır diye iki adet gerilim filmi seçtim.Son yıllarda adam akıllı gerilim filmi izleyemediğimizi göz önüne alırsak diğerlerine oranla daha ön plana çıkan seçimler oldu bu ikisi.Özellikle konu olarak birbirine benzer filmler.Beğeneceğinizi umarak incelemeye başlayalım.



Secuestrados :

Türkçe adı: Dehşet Evi
Yapım: İspanya,Fransa
Gösterime girdiği sene: 2010
Türkiye’de gösterime girdiği sene: 2011
Tür: Korku,Gerilim
Yönetmen: Miguel Angel Vivas
Senaryo: Miguel Angel Vivas,Javier Garcia
Oyuncular: Fernando Cayo,Manuela Velles,Ana Wagener
Süre: 85 dk.
IMDB puanı: 6.4/10
IMDB Top 250 sırası: Yok
Metacritic puanı: 49/100
Rotten Tomatoes puanı: 33/100
Beyaz Perde puanı: 2.8/5
Divx Planet puanı: 5.5/10
Benim puanım: 7.3/10



İspanyol yapımcıların gerilim işini iyi kotardıklarını düşünüyorum.Secuestrados da o işlerden biri.Dünyada “Kidnapped” adıyla gösterime giren yapım,çekimleri ve atmosferiyle son zamanlarda izlediğim en başarılı gerilim filmi oldu.Özellikle sonuyla sizi yerinize çiviliyor.

Varlıklı bir anne-baba olan Jaime (Fernando Cayo) ve Marta (Ana Wagener),kızları Isabel (Manuela Velles) ile birlikte yeni bir eve taşınırlar.Ancak bu yeni yerde her şey çok kötü başlar.Eve yerleşmeye çalıştıkları ilk gece üç maskeli yabancı tarafından baskına uğrarlar ve rehin alınırlar.Adamların amaçları bu zengin aileyi soymaktır.Soygunculardan biri,ailenin tüm kredi kartlarını boşaltmak için Jaime ile birlikte gece yarısı bankaya gider.Evde rehin tutulan Marta ve Isabel ise hayatta kalabilmek için diğer soyguncularla kıyasıya bir mücadeleye girmek zorunda kalırlar.


Film kesinlikle geriyor.Özellikle dinamik kamera çekimleri sayesinde sanki olayın içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz.Son derece gerçekçi olmuş.Yaratılan atmosfer de çok başarılı.Tempo bir an bile düşmüyor.Filmin beklenmeyen sonu ise noktayı çok güzel koyuyor.Ben uzun süre etkisinden kurtulamadım diyeyim size.

Kesinlikle verilen düşük puanlara aldırmadan izleyin diyeceğim bir yapım.Daha önce de söylediğim gibi son zamanların en başarılı çalışmalarından.



The Last House On The Left :

Türkçe adı: Soldaki Son Ev
Yapım: ABD
Gösterime girdiği sene: 2009
Türkiye’de gösterime girdiği sene: 2009
Tür: Korku,Gerilim
Yönetmen: Dennis Iliadis
Senaryo: Adam Alleca,Carl Ellsworth (Senaryo),Wes Craven (Eski versiyon senaryosu)
Oyuncular: Sara Paxton,Tony Goldwyn,Monica Potter
Süre: 110 dk.
IMDB puanı: 6.6/10
IMDB Top 250 sırası: Yok
Metacritic puanı: 42/100
Rotten Tomatoes puanı: 42/100
Beyaz Perde puanı: 3.4/5
Divx Planet puanı: 6.4/10
Benim puanım: 6.3/10


İlk filmimiz Secuestrados’un konusuyla benzerlikler taşıyan bir yapım The Last House On The Left.Yine bir aile ve bu aileye musallat olan bir kaç yabancı arasındaki mücadeleyi anlatıyor.Tipik bir Amerikan gerilimi diyebiliriz tarz olarak.1972 yılında Wes Craven tarafından çekilen filmle aynı adı ve konuyu paylaşmakta ancak orijinal versiyonun tadından uzak bence.Yine de IMDB’de 1972 yılındaki filmden daha yüksek puan almış durumda.

İki bölümden oluştuğunu düşündüğüm filmin ilk bölümü,John (Tony Goldwyn) ve Emma’nın (Monica Potter) kızları Mari (Sara Paxton) ile birlikte yaz tatili için orman içindeki göl evlerine tatile gitmeleriyle başlar.Mari çok iyi bir yüzücüdür ve 1 sene önce ağabeyini kaybetmiştir.Bu tatil aileye o trajik ölümden sonra iyi gelecektir.En azından düşünceleri bu yöndedir.Aile göl evine yerleştikten sonra Mari,arkadaşı Paige ile buluşmaya gider.İkili,Paige’in çalıştığı marketteyken Justin adında utangaç bir gençle tanışırlar.Beraber takılmaya karar veren gençler,Justin’in otel odasında vakit geçirmek için marketten ayrılırlar.Ancak burada başlarına gelecekleri önceden tahmin edemezler.Justin’in belalı babası,amcası ve babasının sevgilisi,iki genç kızın üstüne kara bulut gibi çökeceklerdir.Burada yaşanan olaylardan sonra asıl film ikinci bölümüyle başlayacaktır.


Yapım,içinde bir çok Amerikan korku filmi klişesini barındırsa da bazı sahneleriyle insani açıdan rahatsız etmekte.Seyirci fazla kan dökmeden,yer yer psikolojik,yer yer ise klişelerle gerilmeye çalışılmış.Çok farklı bir şeyler bulamayacağınız film,boş zamanınız varsa ve gerilim seviyorsanız izlenebilir.Fazla beklenti içine girmeyin derim.



Hafta sonu gerilim kuşağımız için bu iki filmimiz uygundur efendim.Umarım makbule geçmiştir.Başka alternatif isteyenler olursa seve seve yardımcı olacağımı belirtmek isterim.İyi seyirler.

7 yorum:

  1. last house on the left'i ben de beğendim.orjinalini izlemedim yalnız,eminim daha iyidir.wes craven filmi sonuçta.imdb niye öyle yapmış ki,enteresan :)
    ben birkaç korku / gerilim tavsiyesi istesem senden ? son zamanlarda iyi bi gerilim izleyemedim.psikolojik falan olsa şöyle :) eski de olabilir,yeni de olabilir fark etmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Normalde psikolojik gerilim konusunda tavsiye isteyene bu türde en iyi olan Rosemary's Baby'i yapıştırırım ama sen zaten hastası olduğun için bu kontenjan boşaldı:)

      Yine bu türde çok iyi olan Secret Wİndow'u da izlemişsindir yüzde yüz.Onun dışında Stanley Kubrick'in The Shining'i efsanedir.Benim en sevdiğim filmlerden biri olan The Blair Witch Project tektir.Nicole Kidman'ın oynadığı The Others da çok başarılıdır bu türde.Tam türü o olmasa da içinde psiklojik gerilim öğeleri barındıran,gizem dolu,bol twistli The Machinist de çok sağlamdır.Shutter Island ayrı mesele,izlemişsindir garanti.The Jacket var değişik.İlginç bir film olan The Village'ı da tavsiye ederim izlemediysen,onda psikolojik gerilim dışında da öğeler vardır.Jacob's Ladder var mesela fena değildir.Bir de geçenlerde izlediğim The Tunnel diye Avustralya yapımı bir film var o da baya gerdi beni.Bilmem yardımcı oldum mu:)

      Sil
    2. Muhteşem Black Swan'ı unutmuşum,gerçi onu da izlemişsindir.

      Sil
  2. off off rosemary cidden hastasıyım,üstüne tanımam :)
    secret window'u johnny depp için izlediğimi itiraf etmeliyim,ama o da şahaneydi.Blair Cadısı,The Others (ki kesinlikle favorilerimden biridir), The Machinist,Shutter Island,The Jacket,The Village,,The Shining,Black Swan hepsini izledim.Tavsiyelerin süper de sorun bende işte :) izlemişim hepsini film kalmadı hehe :) ah şimdi bunları hiç izlememiş olmayı dilerdim.ilk kez izlemek ne süper olurdu :)

    ama Jacob's Ladder ve The Tunnel'i izlemedim.onları izlicem :) çok teşekkür ederim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin gibi sağlam bir sinemasevere film önermek gerçekten zor zaten:) American Psycho'yu da ekleyeyim,onu nasıl unutmuşum şaşırdım.Onu da izlemişsindir sen kesin ama olsun:)Ben teşekkür ediyorum.Arada böyle paslaşalım senle,çok keyif alıyorum:)

      Sil
  3. Ne zamandır izlicem izlicem diye erteliyodum American Psycho'yu.
    bu arada jacob's ladder oldukça ilginç görünüyor.araştırdım da biraz :) American Psycho'yu da hatırlatman iyi oldu.izlicem ikisini de :)
    evet,evet bence de böyle fikir alışverişi yapalım güzel oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. American Psycho'yu ilk fırsatta izle.Christian Bale'in oyunculukta çoştuğu filmlerdendir.Jacob's Ladder farklı bir yapımdır,konusu falan ilginçtir dediğin gibi.Sen bence hemen izlemeye başla bunları :)

      Sil