9 Ocak 2012 Pazartesi

REVOLUTIONARY ROAD – TEMMUZ’DA

Bugünden itibaren arada bir 2 filmi sizlere tanıtacağım yazılar yayınlamaya karar verdim.Gelişi güzel seçtiğim,izlemeye değer filmleri sizlerle paylaşmak istiyorum artık.Belki aralarında izlemedikleriniz çıkar da seyretmeye karar verirsiniz.

Bugün için seçtiğim filmler Revolutionary Road ve Temmuz’da.Eğer izlemediyseniz kesinlikle tavsiye ettiğim filmlerdir.Şimdiden iyi seyirler.


Revolutionary Road :

Türkçe adı: Hayallerin Peşinde
Yapım: ABD,İngiltere
Gösterime girdiği sene: 2008
Türkiye’de gösterime girdiği sene: 2009
Tür: Dram,Romantik
Yönetmen: Sam Mendes
Senaryo: Justin Hythe (senaryo) , Richard Yates (roman)
Oyuncular: Leonardo DiCaprio,Kate Winslet,Michael Shannon,Kathryn Hahn,Christopher Fitzgerald
Süre: 119 dk.
IMDB puanı: 7.5/10
IMDB Top 250 sırası: Yok
Metacritic puanı: 69/100
Rotten Tomatoes puanı: 68/100
Beyaz Perde puanı: 3.5/5
Divx Planet puanı: 6.8/10
Benim puanım: 7.8/10


Son derece etkileyici olduğunu düşündüğüm bu film,süre ilerledikçe ağır bir drama dönüşüyor.Richard Yates’in aynı adı taşıyan romanından uyarlanan Revolutionary Road,1950’lerde Amerikalı bir çiftin başından geçenleri anlatmakta.Birbirlerine bağlı aşıkların zamanla kendi ego ve idealleri doğrultusunda,kopuk kopuk da olsa birlikte yaşayabilmelerinin hikayesi.

Frank (Leonardo DiCaprio) ve April Wheeler (Kate Winslet) çifti,iki çocuklarıyla beraber mutlu bir evlilik geçirmektedir.İyi yetiştirilmiş ve kaliteli insanlar diyebileceğimiz Wheeler’lar,özgürlüklerine düşkün ve idealisttirler.Bu doğrultuda kendilerini olduklarından daha özgür hissedebilecekleri,lüks ve düzenli bir mahalle olan Revolutionary Road’a taşınırlar.Burada herkes tarafından mükemmel ve imrenilecek bir çift olarak görülürler.

Frank ofis içi bir işte çalışmaktadır ancak kesinlikle düşlediği iş bu değildir.Monoton hayatından yavaş yavaş sıkılmaya başlar.Hayali,April ve çocuklarla birlikte Paris’e yerleşip sanatla uğraşmaktır ancak buna bir türlü cesaret edemez.Bir gün April onu bu hayali gerçekleştirme konusunda ikna eder ve çift bu yeni heyecanın verdiği mutlulukla ışıldamaya başlar.Ancak olaylar beklenmedik şekilde gelişerek çiftin hayatını başka bir yöne doğru sürükleyecektir.




Titanic filminde başrolleri paylaşan Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet,yıllar sonra bu yapımda birlikte kamera karşısına geçtiler.Şunu kesinlikle söylemeliyim ki,son yıllarda bu kadar muhteşem bir oyunculuk görmedim.Oscar’lı Winslet ve bu ödülü 2 defa kaçıran DiCaprio adeta karşılıklı döktürmekte.Özellikle hararetli ve duygusal sahnelerde tadına varılmaz bir iş ortaya koymuşlar,izlemeye doyamıyorsunuz.Öfke,hüzün,tutku ne varsa sonuna kadar hissettirmişler.Alkışlar bu ikiliye gidiyor direk olarak.3 dalda Oscar’a aday olan film ne yazık ki eli boş döndü,bu oyunculuklara da yazık oldu.

En çok dram filmlerini seven biri olarak çok beğendiğim bir yapım Revolutionary Road.İzlenmeli.


Im Juli :

Türkçe adı: Temmuz’da
Yapım: Almanya
Gösterime girdiği sene: 2000
Türkiye’de gösterime girdiği sene: 2003
Tür: Romantik Komedi
Yönetmen: Fatih Akın
Senaryo: Fatih Akın
Oyuncular: Moritz Bleibtreu,Christiane Paul,Mehmet Kurtuluş,İdil Üner
Süre: 99 dk.
IMDB puanı: 7.8/10
IMDB Top 250 sırası: Yok
Metacritic puanı: 71/100
Rotten Tomatoes puanı: 89/100
Beyaz Perde puanı: 4.2/5
Divx Planet puanı: 8.1/10
Benim puanım: 8.2/10


Bu filmi gösterime girdiği tarihten çok daha sonra izlediğim için kendime ne kadar kızsam azdır.Deli gibi eğlendiğim ve bitmesini istemediğim harika bir yapım kendileri.Fatih Akın’ın ellerinde çok tatlı bir yol hikayesine dönüşmüş Temmuz’da.Her sahnesi ayrı sevimli.Gülümsemekten kendinizi alamadığınız sımsıcak bir dokunuş.Bittiğinde tekrar başlatırsınız,o derece bağımlılık yapıcı.

Almanya'da stajyer bir öğretmen olan Daniel Bannier (Moritz Bleibtreu) son derece utangaç ve içine kapanık karakterlidir.Bu yüzden de etrafında çok fazla kimse yoktur.Ancak masmavi gözleriyle ışıldayan bebek yüzlü Juli (Christiane Paul), her gün takı sattığı tezgahının önünden geçen bu utangaç gence vurulmuştur.Bir gün Daniel’i yanına çağırır ve ona güneş simgeli bir kolye satar.Hayatının aşkını güneşi takip ettiğinde bulacağını söyleyerek onu o akşam düzenlenecek sokak partisine gitmesi için ikna eder.Amacı,üzerinde güneş simgesi bulunan bir kıyafetle Daniel’in karşısına çıkıp onu kazanmaktır.Ancak geç kalarak Daniel’i başka birine kaptırır:Melek adındaki bir Türk’e.

Melek’in İstanbul’a dönmesinin ardından ona kalbini açmaya karar veren Daniel,arabasına atlar ve İstanbul’a doğru yola çıkar.Her yaz otostop yaparak gelişi güzel bir şekilde dünyayı gezen Juli de tesadüfen o seferki seyahatinde Daniel’in arabasına biner.Genç kız,kendisine aşık olduğundan bir haber olan adamla onun vurulduğu kadını bulmak için yollara düşer ve tadına doyulmaz macera başlar.





Filmdeki yolculuk birbirinden farklı ülkelerde geçiyor doğal olarak.Almanya,Avusturya,Macaristan,Romanya ve Bulgaristan uğranılan duraklar.Macera ise İstanbul’da noktalanıyor.Her bir mekan ayrı bir heyecan,ayrı bir keyifle karşımıza çıkıyor.Ben de böyle bir yolculuk yapmalıyım diyorsunuz adeta.Her saniyesi eğlence ve heyecan dolu,alışkanlık yapıyor.

Fazla söze gerek yok.Fatih Akın’a saygı duymamı sağlayan film budur.Şu ana kadar izlemediyseniz çok şey kaçırmışsınız benden söylemesi.Hemen ne yapın edin,bu sıcak filmi seyredin.Şundan eminim ki mutluluk hapı niyetine arada bir izlerken bulacaksınız kendinizi.

2 yorum: