Dünyadaki en yüksek yer neresiyse orası senindir.Usulca uçurumun kenarına çıkarsın.Hafif hafif esen rüzgar saçlarını dağıtır.Öyle güzel eser ki ferahlarsın,için bir hoş olur,gülümsersin.Ufak ufak okşar tenini,hiç kimsenin dokunmadığı gibi.Gözlerin eşsiz manzaraya bakar.Böyle bir şeyi daha önce hiç görmemişsindir.Yukarıda eşsiz gökyüzü,aşağıda uçsuz bucaksız bir arazi ve hayallerin kadar derin bir deniz...Her yerin hakimisindir.Tüm doğa adeta ona hükmetmeni bekler gibi önünde diz çökmüştür.Gözlerini kaparsın.Sanki masalsı bir ses kulağına büyüleyici ezgiler mırıldanır.Kendini boşluğa bırakıp süzülmek istersin.Bir kuş misali sana tatlı tatlı dokunan havada uçmayı hayal edersin,sanki artık hükmetmeye başlamış gibi.Ama bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir.Hayatının hiç bir anında bir kuş olup uçamayacaksındır.Hayal kırıklığı böyle bir şeydir işte.Hiç bir zaman o yumuşak havayı kanatlarının altında hissedemeyeceğini öğrendiğin an gibi.Artık uçmak değil düşmek istersin.
Hayal kırıklıklarından kaçış yoktur önceleri.Yemek yemez,su içmezsin.Kaçmak,hiç var olmamak istersin.Farklı hikayeler yazarsın kendine.Değişik çehreler edinirsin.Aynaya bakamazsın.Bakmaya çalıştığın zaman da kendini görmezsin.O sen değilsindir,o seni istemezsin.Ne yaparsan yap o his hiç bir yere gitmez.Hayal kırıklıkları kavanozuna bir üye daha eklersin.
Zaman ilerledikçe kurtuldum sanırsın.Gülümsersin herkese.Maskeler takarsın,kimse içini anlamasın diye.Sadece kendini kandırırsın aslında.Bir gün bir kıvılcım tekrar hatırlatır sana her şeyi.Miden şöyle bir yanar,kan basıncın düşer.Apar topar kalkıp adım atarsın hızlı hızlı.Birer birer şuursuzca çekmeceleri dökersin.Dolaplar,bazalar,sandıklar…Ne varsa.Bir şeyler ararsın geçmişten.Ne bileyim sana verdiği bir hediye,o zamanlara ait yazılar falan gibi işte.Niye bulmak istiyorsan.Bulunca ne yapacağını bilmediğin şeyler ararsın öylece.Sonunda elinde bir tutam saç teli,eskiden çekilmiş bir kaç fotoğraf ve yarısı sıkılmış bir diş macunundan başka bir şey kalmadığını anlarsın.Yani yine hayal kırıklıklarıdır arta kalanlar.Nereden hatırlayacaksın ki,gittiğinde her şeyi almıştı zaten.Sadece sana sen hatırla diye ufacık kırıntılar bırakmıştı.Hatırla ki hiç aklından çıkmasın.Hatırla ki içindeki ızdırap ateşi sönmesin.Sırtını duvara dayayıp başka bir duvara bakarken bulursun kendini saatler sonra.O his geri gelmiştir işte.Hayallerin yine kırılmıştır.
Uyumak istersin günler çabuk bitsin diye,uyuyamazsın.
Uğraşlar bulmaya çalışırsın düşünmeyeyim diye,konsantre olamazsın.
Ne kaldıysa yakmak,kırıp dökmek istersin yok olsun diye,asla kıyamazsın.
Hayal kırıklıkları kavanozu ile baş başa kalmışsındır artık.O sana bakar,sen ona…
Aradan aylar geçer.Belki yıllar.Zor ve ağır zamanlar bir şekilde geride kalmıştır.Hayatın artık aynı değildir.Seninle birlikte değişmiştir.Hafızana değişik yüzler kazınmıştır.Farklı karakterler girmiştir hayat hikayene.Bazıları figüran,bazıları baş rol olmuştur.Unutmuşsundur o eski boğucu günleri.Başka bir tat,başka bir renk gelmiştir hayatına.Unutmuşsundur dedim ya,o kadar da unutmamışsındır.Arada bir böyle aklına gelir,sana uzaktan el sallar.Bir tebessüm oturur yüzüne,eskiden tanıdığın bir dostu hatırladığında yaptığın gibi.Böyle anlar artık sana acıyı değil,güzel ve sıcak bir anının yumuşaklığını hissettirir.Anlarsın ki boşalan kavanozu doldurmanın vakti gelmiştir.Ellerini cebine sokar,kavanozu çıkarırsın.Bu döngüyü sana tekrar yaşatacak yeni hayal kırıklıklarına doğru yelken açarsın…
başlığı sevdim
YanıtlaSilyazıyı sevmedim ama başlığı sevdim diyorsun
YanıtlaSilşahane bir yazı olmuş, muhteşemdi.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:)
Sil